08 Mart 2022, 19:26
|
#1
|
Çevrimdışı
Leydihan
Üyelerin profil bilgilerini yalnızca kayıtlı üyeler görüntüleyebilir. Lütfen kaydol bağlantısından üye olunuz.
|
Sabaha Kadar Yetişir
Sabaha Kadar Yetişir
Adalet, daha kötüye daha kötü ceza verilir; buyurmuştur.” Mevlana
Zalim bir padişah kuyumcubaşıyı huzuruna getirerek şu emri verir:
“Üstüme dikilmek üzere bana on iki adet Yıldız şeklinde altın düğme yapacaksın. Bu düğmeler yarın sabaha kadar hazır olacak. Derhal git, işe başla!”
Kuyumcubaşı, “Fakat padişahım, on iki adet Yıldız düğmeyi yarın sabaha kadar yetiştirebilmeme imkân yoktur. Bunları evvela çivi şeklinde dökeceğim, döve döve yassılaştıracağım. Sonra da Yıldız şekline getireceğim. Bir saniye durmadan çalışmak şartıyla en az üç günlük bir işi var,” diye düğmeleri sabaha kadar yetiştiremeyeceğini anlatmaya uğraşırken, padişah, “Yıkıl karşımdan, şimdi senin kelleni uçurturum. Emrettiğim düğmeler sabaha hazır olmazsa kendini yok bil, “ der.
Adamcağız, perişan bir halde karısına ve huzurundan ayrılıp evine gelir. Kendisini karşılayan karısına ve çocuklarına vaziyeti anlatır. Ertesi gün hayata veda edeceğini katiyetle bildiği için işe hiç başlamamaya karar verir. Ölümünün arifesinde karısının ve çocuklarının yanında vakit geçirip onlarla son saatlerini huzur içinde yaşamayı düşünür.
Kocasının çalışmaya başlamadığını ve üzgün halini gören karısı sorar: “Niçin işe başlamıyorsun?”
Adam, “Karıcığım, bu işin bitmesine imkân yok, yarın sabah da hiç şüphesiz öleceğim. Bari son defa doya doya yüzünüzü göreyim,” der.
Karısı, “Olmaz, insanların saati saatine uymaz. Padişah bu gün böyle der ama, yarın belki haksızlığını anlayarak seni affedebilir. Binde bir ihtimal de olsa, yine ihtimaldir. Ama sen işe el sürmez, hiçbir şey yapmazsan, o zaman ölümün muhakkak olur. Haydi kocacığım, biz de sana yardım ederiz. Sen başla şu işine,” der.
Adam, karısının fikrini doğru bularak gözlerimin yaşlarını sildikten sonra tezgâhın başına geçer, çalışmaya başlar ve başını kaldırmadan sabaha kadar çalışır. Bu müddet zarfında da ancak çivileri dökmeye muvaffak olur.
Sabaha doğru, küçük çocuğu babasının çalıştığı odaya koşarak, “Baba, bizim eve doğru süvariler geliyor!” diye haber verir. Adamcağız, pwrişan halde yerinden kalkıp karısının ve çocuklarının boynuna sarılarak yüzlerini, gözlerini öpmeye başlar, hepsiyle helalleşir. Kapı hızlı hızlı vurulur. Gidip kapıyı açarlar.
Süvarilerden biri haykırır: “Padişahımız sabaha karşı kalp krizi geçirip öldü. Tabutuna çakılmak üzere on iki tane altın çivi yapacaksın.”
Adamcağız, çocuklarının sevinci arasında, yıldız düğmeler için hazırladığı çivileri getirerek atlılara teslim eder.
|
|
|