24 Mayıs 2022, 20:20
|
#1
|
Çevrimdışı
Leydihan
Üyelerin profil bilgilerini yalnızca kayıtlı üyeler görüntüleyebilir. Lütfen kaydol bağlantısından üye olunuz.
|
Neden Hep Aynı Tipte İnsanları Hayatıma Alıyorum?
Neden Hep Aynı Tipte İnsanları Hayatıma Alıyorum?

Çocukluğunuzda ya da erken aile ilişkilerinizde yaşadığınız, çözülmeden bırakılmış çatışma ve sorunlar şu anki ilişkilerinizde hâlâ varlıklarını sürdürebilir. Bu görünmez hayaletler nereye mi saklanır?
Psikoloji biliminde klasikleşmiş bir kalıp vardır: ''Çocukluğunuza inelim.. ''Bu aslında o kadar doğru bir şeydir ki... Çocuklukta yaşadığınız deyimler, anne babanızla kurduğunuz ilişki çerçevesi, yaşadığınız travmalar, çatışma ve kavgalarınız ve bunları nasıl anlamlandırdığınız, ayrıca size aktarılan genetik faktörler, nasıl ilişkiler yaşadığınızı, nasıl kişileri tercih ettiğinizi kesinlikle belirler.
Diyelim, bir kadın olarak genelde size zarar veren, aldatan ya da değersizleştiren erkekleri seçiyorsunuz. Bunun nedeni geçmişten peşinize taktığınız hayaletler olabilir. Büyük ihtimalle aile ilişkisinde erkek figürü olarak babadan sevgisizliği, ilgisizliği ya da sertliği gördünüz ya da aşırı pasif bir babanız vardı veya babanız çok erken bir dönem de sizi terketti. Tabii ki aynı durum anne için de geçerli olabilir. Bu durumda hayatımıza aldığımız yeni insanlarda da benzer travmaları bize tekrar tekrar yaşatan kişileri arayıp bulma konusunda pek de zorlanmazsınız.
Bazen de çok iyi bir ailede yetişirsiniz ama yaşadığınız bir tek olayı, o küçük yaşınızda öyle bir anlamlandırırsınız ki o döngü, o değersizlik ve yetersizlik inancı size yapışır. O yüzden çocukluk çatışmalarını çözmek, bilmek ve farkına varmak ilişkilerinizde yaşadığınız benzer döngüleri çözmek adına çok önemlidir.
Hayatınızda çözümleyemediğiniz döngüler başka şekillerde, başka suretlerde karşınıza çıkar. Siz değişmek için adım atmadıkça, benzer kişilerle, benzer problemli deneyimler ve ilişkiler yaşarsınız. Eğer bir şey istediğiniz gibi gitmiyorsa, bu bir başarısızlık demek değildir. Kendinize sorun: ''Ben neyi keşfetmek için bu noktadayım?'' Bu tecrübeyi bir hayal kırıklığı olarak görürseniz ve neden bunu yaşadığınızı sorgulayamazsanız, yaşayacağınız başka ilişkilerde de aynı deneyimleri tekrar tekrar deneyimleyebilirsiniz. Ondan değerli bir sonuç çıkarmadığınız sürece o tecrübe, bir zaman kaybıdır. Çünkü, dönüp dönüp tekrar yapmak zorundasınız. Bu da vaktinizi boşa harcamak demektir.
Tekrar tekrar yaşadığınız benzer ilişkiler, tekrarlayan hayal kırıklıkları, tekrarlayan ihanetler, fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalmak, sonu hüsranla biten ilişkiler, beklentinizi hiç karşılamayan erkek ya da kadınlar, karşılıksız sevgiler, yara aldığınız dostluklar, sıklıkla nankörlükle karşılaşmak.... Ders almadığınız sürece yaşayacağınız benzer hayal kırıklıklarıdır sadece.... Şu andan itibaren, eğer bir şey istediğiniz gibi gitmiyorsa bir seçeneğiniz var; hayal kırıklığına uğrayıp bu olayı bir başarısızlık olarak kayda geçirebilirsiniz veya çabucak toparlanır, değerini ve alınması gereken mesajı keşfedersiniz ve bundan faydalanabilirsiniz...
Haydi şimdi çocukluğunuza inelim. Kendinizi en mutsuz ve mutlu hissettiğiniz anı hatırlamaya çalışın. Ne hatırlıyorsunuz? Ne hissediyorsunuz? O hissettikleriniz şimdi hangi yaşadığınız şeyle ve hislerinizle örtüşüyor? Boşluklarınızı neyle ya da kimle dolduruyorsunuz? Acaba geçmişteki kendinize dönüp bakmak için benzer acı dolu deneyimleri tekrar tekrar üzerinize mi çekiyorsunuz? Kendinizi mağdur ya da kurban psikolojisine sokmaktaki amacınız geçmişteki travmalarınızı tekrar tekrar bir film izlemek gibi kendinize hatırlatmak ve aynı duyguları uyandırmak için olabilir mi? Bunları fark ettiğinizde yaşadığınız çatışmaları çözme ve bazı şeyleri kırma konusunda büyük bir farkındalık elde edeceksiniz. Bu farkındalık kalıplarınızı kırmada, doğru sandığınız yanlışları görmenizde işinize yarayacaktır.
Unutmayın, insan en zor olan insanın kendiyle yüzleşmesi ve doğru sandığı yanlış kalıpları kırmasıdır. Bakış açımızı değiştirmeye zorlayın. Yenilik ve dönüşüm burada gizlidir.
|
|
|