|
Atatürk Köşesi Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e özel oluşturduğumuz, Atatürk köşesi bölümümüz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
29 Temmuz 2021, 01:27 | #1 |
Çevrimdışı
|
Atatürk ve Yabancı Dil
Atatürk ve Yabancı Dil
Mustafa Kemal Atatürk’ün dil, edebiyat, eğitim üzerine görüşleri hakkında şimdiye kadar birçok makale ve yazı yayımlanmıştır. Fakat Atatürk’ün yabancı diller karşısındaki tutumuna ilişkin yeterli bilgiye ulaşılamamıştır. Atatürk eğitim hayatında ve sonrasında hangi yabancı dilleri öğrenmiştir? Bu dilleri hangi derecede kullanmıştır? Batı dillerine ve diğer dillere karşı tutumu ne olmuştur? Bütün bunların eğitim ve dilbilim açısından incelenmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Erdal Ceyhan’ın, Atatürk ve Yabancı Dil Eğitimi konusundaki araştırmaları sonucu edindiği bilgilerden derlediği araştırma metnini esas alarak yazımı hazırladım. Atatürk’ün Eğitim Hayatında Yabancı Dil Atatürk’ün 1881 yılında doğduğu Selanik şehrinde o yıllarda oldukça büyük bir Rum nüfusu yaşıyordu. Atatürk’ün, Türk mahallesinde yaşamasına rağmen birçok Rum arkadaşı olmuştur. Dayısının kâhyalık yaptığı çiftlikte kaldığı zamanlarda Rum yazıcı Karabet Efendi’den Rumca okuma, aritmetik dersleri almıştır. 1896 yılında Selanik Askeri Rüştiyesi’nde iken kendisine özel ilgi gösteren öğretmenlerinden biri de Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey’dir. Nakiyüddin Bey, Mustafa Kemal Atatürk’e bir yandan geleceğe ilişkin düşünceler verirken diğer yandan da “Sen bu Fransızcanın peşini bırakma.” öğüdünde bulunmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, Manastır Askeri İdadisi’nde iken Fransızca dersinde kendisini yeterli görmeyip, bu duruma bir çare aramış ve tatilde Selanik’e dönünce, 1888’de kurulmuş olan Colleges des Freres de la Salle okulunun Fransızca özel derslerine katılmıştır. Bu özel derslerde Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenlerinden biri de Frere Rodriguez’dir. Rodriguez’in anlatımına göre Mustafa Kemal çok disiplinli, zeki ve çalışkan, elinde daima kitap bulunan bir gençti; subay olduktan sonra da zaman zaman kendisinden ders almaya geliyordu.Mustafa Kemal Atatürk, Fransızca öğrenmeye gençlik yıllarında fazlasıyla önem vermiştir. “Bir kurmay subay mutlaka yabancı dil bilmelidir, bunun aksini düşünmek büyük hatadır.” diyordu. Ali Fethi adlı bir arkadaşının yardımı ile Manastır İdadisi’nde iken Voltaire’i, Rousseau’yu, Montesquieu’yu ve ansiklopedistleri okumuş, Fransız Devrimi’nin tarihini öğrenmiş, Fransızcasını ilerletmiş, Mirabeau’yu, Robespierre’i tanımıştır. Ali Fuat Cebesoy’la Harp Okulu’nda tanışan Mustafa Kemal Atatürk, onun Saint Joseph Fransız Lisesi’nden geldiğini öğrenince çok sevinmişti. Manastır Askeri İdadisi’nde iken bir sınıf ilerisinde olan Ali Fethi’den, Harp Okulu’nda iken Ali Fuat Cebesoy’dan Fransızca konusunda yardım aldı. Ondan sonra Mustafa Kemal Atatürk, Selanik’te edindiği batı gazetelerini okuma zevkine varıyor, dünyadaki devlet şekillerini, milletlerin dünü, bugünü, yarınına ilişkin kafasında bir şeyler toplayarak bunları arkadaşlarıyla tartışmaya başladı. Edindiği Fransızca ile de Harp Okulu’ndaki bir sınıf devresi içinde 70 kişilik sınıfta Fransızca’dan ödül olarak çavuş işaretinin üstüne bir de sarı şerit eklemişti.Harp Okulu’nda tam not 45 olduğuna göre, Fransızca’dan 43, Almanca’dan 36 almıştı.Mustafa Kemal Atatürk, Harp Akademisi’nde derslere başlamadan önce Selanik’e gitmiş, burada yine boş durmamış, Kolej’deki Fransızca derslerine devam etmiştir. Bu arada Fransızca öğretmeninden İstanbul’da kendisine ders verebilecek bir madamın adresini de alarak İstanbul’a dönmüştür. Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Akademisi’ndeki sınavları 11 Ocak 1905’de son bulmuş, Fransızcadan 38, Almancadan 42 almıştı. |
29 Temmuz 2021, 01:30 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Atatürk ve Yabancı Dil
Atatürk’ün Yolculuklarında Yabancı Dil Atatürk Viyana’ya bir rahatsızlığı dolayısıyla gitmiştir. Karlsbad kaplıcalarında Fransızca olarak tuttuğu bir hatıra defterinden söz edilmektedir. Büyük bir olasılıkla bu defterin onun Karlsbad’da özel olarak Fransızca dersi aldığını gösteriyor. Kendisi Karslbad’da genellikle Fransızca konuşmayı tercih etmiştir ve bir İsviçreliden ders almaya başladıktan sonra anılarını o dilde yazmıştır. Bu yazılar üzerinde düzeltmeler vardır. Bununla birlikte Almancayı da konuşabilmektedir, fakat arzu ettiği kadar anlayamadığını hissettiğinden Almanca ders almaya karar verse de, gelen öğretmeni yeterli bulmaz, ders veriş yöntemi kendisini tatmin etmez. Almancayı günlük hayatta karşılaştıkları ile konuşmakla yetinmiştir. Hatıra defterinde kendisinin bir takım kitaplar okuduğunu yazmış, onlardan metinler aktarmış ve düşüncelerinin çözümlenmesini yapmıştır. Örnek olarak ilk okuduğu Andre Beaumier’in “Révolte” adlı kitabıdır. Atatürk’ün Fransızcayı Kullandığı Yerler Cumhurbaşkanı olduktan sonra da yabancılarla yalnız özel görüşmelerinde değil, gerektiği zaman diplomatik anlaşmalarda da onun bu Fransızcayı çok iyi konuştuğunu yakınları hep belirtmiştir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda, resmi bir akşam resepsiyonunda, elçiler arasında bir görüşmede çevirmenin aracılığını beğenmeyerek kendisi atılmış ve “Sizler hep Fransızca konuşuyorsunuz, ben de Fransızca biliyorum, o halde bu dilde konuşalım.” demiş ve siyasal bir konu üzerinde Fransızcayı çok güzel konuşmuştur. İkinci Balkan Konferansı’nın, Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki son oturumundaki konuşması da Fransızca yapılmıştır. Pierre Loti’ye Fransızca bir mektup yazmış, bu mektubun Türkçe metni 1922 yılında “Hakimiyet-i Milliye” koleksiyonlarında çıkmıştır. Atatürk, Almancaya da önem vermiştir. Çankaya’daki kitaplığında birçok Almanca kitap vardı. “Takımın Muharebe Talimi” kitabını 1909’da, “Bölüğün Muharebe Talimi” adlı kitabını da 1910’da General Litzman’dan çevirdiği bilinmektedir. Atatürk’ün bazı şiir çevirileri olduğu da bilinmektedir. Fakat bunların hepsi yayınlanmamıştır. Atatürk’ün, Sadi Borak’ın sözünü ettiği bir şiir çevirisi vardır: “La vie est bréve Un peu de réve Un peu d’amour Et puis bon jour. La vie est vaine Un peu de haine Un peu d’espair Et puis bon soir. “ Çevirisi : ” Hayat kısadır Biraz hayal Biraz aşk Ve sonra Allahaısmarladık Hayat boştur Biraz kin Biraz ümit Ve sonra Allahaısmarladık “ |
29 Temmuz 2021, 01:32 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Atatürk ve Yabancı Dil
Atatürk’ün Yabancı Dilde Okuma Alışkanlığı
Atatürk’ün özellikle Fransızcayı iyi bilmesi ona Fransız filozoflarının eserlerini incelemek ve anlamak olanağını yaratmıştır. Bizler için kendi kendini yetiştirme alışkanlığının en güzel örneği ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür. Boş zamanlarını en etkili şekilde değerlendirdiğini yakınlarının anlatımlarından ve anılarından bilmekteyiz. Mustafa Kemal Atatürk, okumanın, yeni şeyler öğrenmenin ve batı kaynaklarını yakından izlemenin her zaman en güzel örneklerini vermiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki bir konuşmasında: “…Efendiler, meşruti kuramı bulan en eski filozofların kuramları ileri sürmek için çalıştıkları esasları inceledim, bunlara nüfuz ettim. Jean Jacques Rousseau’yu baştan sonuna kadar okuyunuz… Ben okudum.” demektedir. Mustafa Kemal Atatürk, ömrünün son yıllarında Alman ve Macar Türkoloji çalışmaları ile ilgili Türk bilim insanlarını, dilbilimcileri sofrasına çağırmış, dilin eski kaynaklarını araştırmış, gerekenlerin çevirilerini yaptırmıştı. Önemli saydığı dil yapıtlarını, bir gecede uçaklarla Avrupa’dan getirtiyor, inceliyor, inceletiyor, birkaç gün içinde bir sonuca vararak uygulamaya geçiyordu. Mustafa Kemal Atatürk, batı uygarlığına açık bir insandı. Batı’nın birçok yönden bizden ilerde olduğunu görüyor. Her türlü geriliğimizin temelinde bilimsel ve teknik bakımdan geri olmamızın bulunduğunu tekrar tekrar belirtiyordu. Bir konuşmasında şöyle demiştir: “İleri ve uygar bir ulus olarak çağdaş uygarlık alanı ortasında yaşayacağız. Bu da ancak, ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun, her insanının kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur. Dünyada her şey için, uygarlık için, hayat için, başarı için en gerçek uyarıcı ilim ve fendir. İlim ve fenin dışında uyarıcı aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir.Yabancı dil öğrenmeye de bir bakıma zorunluyuz. Çünkü bilim ve teknolojide batı ülkeleri ile oldukları için onların yapıtlarını anlayabilmemiz, gerekli ilişkileri kurabilmemiz için batı dillerini öğrenmemiz gerekmektedir.” -Mustafa Kemal ATATÜRK Yeni Bir Alfabe Osmanlı İmparatorluğu’nda 600 yılı aşkın bir süredir kullanılan Arapça asıllı alfabe batı dillerinin öğrenilmesini her zaman zorlaştırmıştı. Çünkü bütün büyük batı dilleri yazı dili olarak Latin alfabesini kullanıyordu. Latin alfabesi Türkçeye çok daha yakın, uyumlu bir alfabeydi. Oysa Arapça alfabe Türkçe ses ve sözdizimine oldukça ters düşen bir yapıdaydı. Onun için öğrenilmesi ve kullanılması oldukça güçtü. Atatürk yeni bir alfabenin özlemi içindeydi bunun için önde gelen dil uzmanlarıyla bir çok toplantılar yapmış sonuçta yeni alfabenin biçimi kararlaştırılmıştı. 28 Ekim 1928’de Milli Eğitim Bakanlığı bir genelge ile dilimizden Arap ve Acem kültürünü kaldıracak bütün önlemleri aldığını bildirmişti. Ekim 1928’den itibaren ortaokullarda ve liselerde derslere yeni alfabe ile başlanmıştı, Türkçe ve Fransızca dersleri yeni harflerle yapılıyordu. Türkçe, yüzyıllarca Arapça-Farsça’nın etkisiyle kendi terimlerini yaratma gücünü yitirmiş, geniş ölçüde bu dillerden terim yönünden yararlanmıştı. Oysa artık batı dilleri bilimsel alandaki üstünlükleriyle Türkçeye terimsel yönden birçok yeni kelime veriyordu. Türkçe bu gidişiyle tanınmaz bir hale geliyordu. Atatürk, Türk ulusunun sınırları içinde Türkçe konuşulmasını, Türkçenin sözcük dağarcığı ve terimleri bakımından zengin bir dil olmasını, Doğu kültürünün araçları olan Arapça ve Farsçanın şimdilik etki alanının dışına atılmasını, Batı dillerinin daha yaygın olarak öğrenilmesini fakat buna karşılık Türkçenin bağımsızlığına dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Buna örnek olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün bilimsel terimlerin Türkçeleştirilmesinde karşımıza çıkan ilk adımlardan birisi 1936-37 kış aylarında kendisinin yazdığı ve geometri öğretiminde yol gösterici olarak tasarlanan 44 sayfalık bir geometri kitabıdır. İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün aslında Arapça-Farsça olup, kendisinin Türkçeleştirdiği geometri terimlerinden bazıları : Taksim/ Bölme Haric-i Kısmet/ Bölüm Kabiliyet-i Taksim/ Bölünebilme Zarb /Çarpı Mazrup/ Çarpan Mazrubata Tefrik/ Çarpanlara Ayırma Muhit-i daire/ Çember Tarh/ Çıkarma Amudi /Dikey Gaye/ Limit Aşa’ri/ Ondalık Kat’ı Mükafti /Parabol Ehram /Piramit Menşur /Prizma İhtisar/ Sadeleştirme Suret/ Pay Mahrec /Payda Hatt-ı Mümas /Teğet Bu’ud / boyut kaaide / taban seviye / düzey mekan / uzay ufkî / yatay mukavves / eğri satıh / yüzey şâkulî / düşey hat / çizgi Kutur / çap amûd / dikey faraziye / varsayım nısf-ı kutur / yarıçap va’zîyet / konum mahrut / koni kavis / yay mustatîl / dikdörtgen müsavi / eşit muhit-i daire / çember muhammes / beşgen müştak / türev mecmû / toplam mesâha-i sathiyye / alan zâviye / açı nisbet / oran tenasüb / orantı re’sen mütekabil zâviyeler / ters açılar zâviyetân-ı mütevâfıkatân / yöndeş açılar kaim zaviyeli müselles / dik üçgen şibh-i münharif / yamuk müselles-i mütesâviyü’l-adlâ’ / eşkenar üçgen müselles-i mütesâviyü’ssâk eyn / ikizkenar üçgen dılı / kenar muvazi / koşut menşur / prizma hattı mail / eğik veter / kiriş re’s / köşe zaviyei hadde / dar açı hattı munassıf / açıortay muhit / çevre murabba / kare |
29 Temmuz 2021, 01:32 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Atatürk ve Yabancı Dil
Atatürk ve Kur’an ‘ın Türkçe Çevirisi
Atatürk, 21-24 Mart 1930 tarihleri arasında bir Alman gazetesi olan Vossische Zeitung yazarına, Almanca verdiği bir demeçte şöyle diyor : “Ahiren Kuran’ın tercüme edilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçeye tercüme ediliyor. Hz. Muhammed’in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim.” Atatürk’e göre öğrenmek için anlamak gerekti. Kur’an Arapça yazılmıştı. Bir üstün yapıttı. Fakat üstünlüğü anlaşılmıyordu, çünkü dili Arapça idi ve okullarda öğretilen Arapça, yapıtın üstünlüğünü anlamaya yetmiyordu. Türkçe mealin Mehmet Akif Ersoy’a, tefsirin de Elmalılı Hamdi Yazır’a, hadis tercümesinin de Kamil Miras’a yaptırılması kararlaştırıldı. Atatürk, Kuran’ın tercümesinin devlet bütçesinden olmasını istemedi ve bunu kendi özel parasıyla yaptırmak istiyordu. Ancak Mehmet Akif Ersoy, bu tercüme işini önce kabul etti; sonra avans olarak aldığı parayı geri vererek, tercümesini yapmaktan vazgeçti. Böylece tercüme işi de Elmalılı Hamdi Yazır’a verildi. Bu büyük âlim, hem Kur’an’ın tercümesini yaptı; hem de “Hak Dini Kur’an Dili” adıyla tefsirini gerçekleştirdi. Bu çeviri ve tefsir, 1935 yılında bastırıldı. 9 ciltlik tefsir, yıllar boyunca İslam bilim insanlarınca Kur’an’ın en önemli meali ve tefsiri olarak kabul edildi. Mustafa Kemal Atatürk kazandığı eşsiz başarılarının yanında Türkiye Cumhuriyeti’ni batı uygarlığına açan insandı. Kendisi birçok yabancı dili öğrenmek için ömür boyu çalışmıştı. Fakat dilimizi, eğitimimizi de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak için gerekli tedbirleri önermişti. Bilimi ve tekniği öğrenmek için dış ülkelere açılmanın, dil öğrenmenin önemini biliyordu ve ömrü boyunca sahip olduğu yabancı dilden kitaplarına notlar düşüp durmuştu. Kaynakça egitimvebilim.ted.org.tr ataturkum.com |
22 Haziran 2022, 03:18 | #5 |
Çevrimdışı
Üyelerin profil bilgilerini yalnızca kayıtlı üyeler görüntüleyebilir. Lütfen kaydol bağlantısından üye olunuz.
|
Cevap: Atatürk ve Yabancı Dil
İleri derece Fransızca, orta derece de İngilizce biliyor diye biliyorum.
Fransızca o dönemlerde dünyada geçer dilmiş eskiden liselerde Fransızca dersi olurmuş. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, #SOMA |
06 Temmuz 2022, 23:25 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Atatürk ve Yabancı Dil
Güzel bir konu olmuş, eline sağlık sürmelim. İmzalardaki bağlantıları veya görselleri görüntülemek için gönderi sayınızın 10 veya daha fazla olması gerekir. Şu anda 0 mesajınız var. |
Yer İmleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor: (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Forum | Bilgilendirme | Künye |
Powered by vBulletin® Version 3.8.4 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Forum Sahibi: Dea Dia ve Gece |
Sitemiz; yer sağlayıcı bir forum sitesidir. Forumel.Com adresimizde yapılan paylaşımlar, moderasyon ekibimizin onayına dahil olmadan direkt olarak yayınlanmaktadır. 5237 sayılı TCK (Türk Ceza Kanunu) ve 5651 Sayılı Kanun'un ilgili maddelerini ihlal eden kişilerin IP adresleri de dahil olmak üzere sair kişi veya adli mercilere müzekkere (Resmi Üst Yazı), tarafımıza tanzim edildiği takdirde paylaşılacaktır. Hukuka aykırı bir paylaşımın olduğunu düşündüğünüz mesaj ya da konuyu; İLETİŞİM linkine bildirim yoluyla iletebilirsiniz. 48 saat içerisinde mevcut şikâyetiniz üzerinden tarafınıza ulaşılacak, gerekli işlemler tesis edilecektir. |
|