|
15 Aralık 2021, 06:45
|
#11 |
|
Çevrimdışı
|
Cevap: Vitrindeki Albümler
Vitrindeki albümler Vitrindeki Albümler'de bu hafta... 11 Aralık 2021 Cumartesi  BLUES ATTACK ‘BRİNGİNG DOWN THE HOUSE’ Tabanca gibi derler ya, işte Blues Attack isminin de çağrıştırdığı üzere tarife cuk oturan bir topluluk. İstanbullu topluluğun 10 besteden oluşan tam bir blues-rock-country-funk karnavalı olan ilk albümü “Bringing Down The House”, türünün meraklıları için gerçek bir arşiv parçası. Dijital platformlarda yayımlanmış olsa da plak olarak basılmayı da hak ediyor. 2017 yılında Sezen Köroğlu (klavye), Tarkan Mumkule (gitar) ve Batur Yurtsever (bas) gövdeyi oluşturmuş; ardından Güray Oskay (vokal) ve Hasan Ali Polat (davul) katılmış. Düzgün mekânlarda çalarak iyi bir kitle oluşturmuş, yurtdışında sahne almış; salgın döneminde de albümü tamamlamışlar. Konuklar Serkan Emre Çiftçi, Özgür Şengül, Burak Ocakçı, Göksenin Tuncalı, Bengisu Öcal ve Pelin Özülkü. [Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!] Sound’u modern; zengin nefesliler, cillop gibi vokaller, sağlam bir ritim seksiyonu... Müzikal paleti gelişkin; ritmik süreklilik, armonik melodik şarkı yapıları, ifadeleri yüksek gitar ve klavyeli çalgılar soloları... İlham yelpazesi geniş; Canned Heat’ten Dire Straits’e, Molly Hatchett’tan Blues Brothers’a... Alev almışçasına çalan ekip, kesinlikle uzun yol kamyoncularının dostu... Zor ve uzun bir yolda azimli bir başlangıç. Yolunuz açık olsun şoför kardeşlerim...  MEHMET KEYA YİĞİT ‘CAFE KEYA’ (Z KALAN) Z Müzik ilk albümlerini çıkaran müzisyenlerin en güvenli sığınak noktası olmayı halen alnının akıyla sürdürüyor. 20 yılı geride bırakan firmanın yeni takdimi “Cafe Keya”, ezgileri ve çalgıları (farklı coğrafyaların etkileri altında) elektronik dokunuşlarla yorumlayan müzikal bir deneyim. Doğup büyüdüğü toprakların kültürel zenginliğinden, çeşitliliğinden etkilenerek besteler yapan Mehmet Keya Yiğit’in de ilk albümü. Mehmet Keya Diyarbakırlı. Çocukluğunda bir saz ile başlayan sevdasını, okul olarak gördüğü Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü’nde sürdürmüş. Yıllarca biriktirdiği bestelerden beşini de “Cafe Keya” albümünde bir araya getirmiş. Aslında yedi parça var bu albümde, ama son ikisi repertuvardaki “Nesekine” ve “Şev” adlı iki parçanın muhtelif çalışmalardan tanıdığımız cesur ve deneyci müzisyen Cansun Küçüktürk tarafından yapılmış remiksleri. [Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!] Mehmet ud ve cümbüş, Cansun gitar, bas çalıp elektronikleri yaparken kemanda Metehan Dada, klarnet ve saksafonda Onur Çalışkan, vurmalılarda Burhan Hasdemir eşlik etmiş. Düzenlemeler dahil albüm iki tutkulu adamın ortaklığında vücuda gelmiş. Dostluklarını müzikal bir dil ve bakış açısına tahvil ederek iyi bir uyum yakalamış; yerelliğe evrensel bir çerçeve çizmişler.  Leydihan bunu beğendi.
|
|
23 Aralık 2021, 00:24
|
#12 |
|
Çevrimdışı
|
Cevap: Vitrindeki Albümler
Vitrindeki albümler
Vitrindeki Albümler'de bu hafta... 18 Aralık 2021 Cumartesi TOLGA TÜZÜN ‘PHOENİX’ Ana akımla ve piyasayla teşriki mesaisi bulunmayan, sıra dışı besteci ve akademisyen (tuşlu çalgılar çalan) Tolga Tüzün, 2000’li yılların ilk 10 yılını seyrek basarak geçirmiş; 2001 tarihinde “Nix”, 2009 tarihinde de “Periphery” albümlerini çıkarmıştı. Ancak sonradan Arap atı gibi açılmış, dörtnala koşmaya başlamış, son birkaç yılda da düzenli olarak güzel albümler yapmıştı. Yapımcılığını üstlendiği, kapak tasarımı ise Oğuz Büyükberber tarafından yapılan dumanı üzerinde sekizinci albümü “Phoenix”, adının son üç harfinden de anlaşılacağı üzere ilk albümüne gönderme yapıyor. “Phoenix” albümünün müzisyen kadrosunun maşallahı var. Hepsi birbirinden mahir ve alanında söz sahibi tam 14 isim çalıyor, yanı sıra dünya çapında üç ensemble (Oerknal, ARTefacts ve Ventus). Caz ve çağdaş müzik öğelerini aynı potada kullanıyor demek bu çalışmayı izah etmek için yetmez. Sıradan besteci işi değil, (düzenlemesinden icra etmesine kadar) birbirinden zor yedi kompozisyon. Yöntemi farklı, teorisi karmaşık. Yüksek teknik ürünü parçaların içinde bir Nazi subayının suratı kadar donuk ifadelere sahip olanından bir çocuğun naifliğine kadar uzanan duygular var. Camiadaki en özgün müzikal pozisyonlardan birini temsil ediyor Tolga.  Şevket Akıncı ‘Dünyada Saat Kaç?’ (Tarla Records) Dört kol çengi Şevket Akıncı’yı durdurabilene aşk olsun! Henüz geçen yıl çıkardığı “Radyo Ekoton” albümünü yeni yeni hazmediyorken tuğla kalınlığında Öteki Caz kitabını yayımlamıştı. Şimdi de yetmezmiş gibi evlere kapanan insanların ruh hallerini yansıtan “Dünyada Saat Kaç?” albümünü koydu önümüze. Şaka bir yana, sanırım yaşama sevincinin iyiden iyiye söndürüldüğü zor zamanları en iyi değerlendirenlerden biri o oldu. Şevket’in adını İlhan Berk’in bir şiirinden alan dördüncü solo albümü “Dünyada Saat Kaç?” içinden geçen kalabalık bir müzisyen listesine karşın, yüz yüze gelinmeden, muhtelif ev stüdyolarında yapılan kanal kayıtların birleştirilmesiyle oluşturulmuş. Bu orduya eşinin ve çocuklarının seslerini de katmış. Bir tek türe dahil edilebilir olmaktan uzak eklektik bir iş; Şevket’in hayatını anlatan filmin soundtrack’i bu. İçinde minimalizm ve özgür doğaçlama da var, rock ve Brian Eno’dan Tangerine Dream’e uzanan elektronik ambient de... Yapımcılığını Mehmet Korkmaz’la üstlendiği apokaliptik albüm, Şevket’in en üretken dönemini sunuyor. Eşit ağırlıklı insan ve müzisyen olarak varlığını sorgulayan Şevket, Dustin Hoffman’ı aratmayan antikahraman görüntüsünün altında endişelerini haykıran gerçek bir dışavurumcu.  Mezarkabul bunu beğendi.
|
|
29 Ocak 2022, 21:57
|
#13 |
|
Çevrimdışı
|
Cevap: Vitrindeki Albümler
 Vitrindeki albümler Vitrindeki Albümler'de bu hafta... 29 Ocak 2022 Cumartesi EDA BABA ‘AİLE ALBÜMÜ’ Eda Baba’yı Eski Bando topluluğunun solisti olarak tanıdığımızda, tatlı sesiyle olduğu kadar minik ve sevimli görüntüsüyle de dikkat çekiyordu. Topluluk dağılınca müzik sevdasına solo albümlerle devam etmiş, 2019 yılında “Bir Küçük Tebessüm”, bir yıl sonra da “Can Suyu” adlı ikinci solo albümünü çıkarmıştı. İki albüm poptu; baştan sona bir tek tarza dahil olmamakla -geçmişten gelen gelenekçi esintiler taşımakla- birlikte neticede yeni kuşak soundları ve havaları taşıyor, müzikal olarak günümüzü temsil ediyordu. Şimdi altı parçadan oluşan 25 dakikalık yeni kısaçalarında bizi tersköşeye yatırıyor, sadece köklerine değil, doğup büyüdüğü eve ayak basıyor, bizzat baba ocağına dönüyor Eda. Belli ki ailesinin müziğe karşı yeteneği bol ve herkesin sesi güzel: anne, baba, abla, erkek kardeş... Eda onlarla teker teker okuyor bu topraklara ait eserleri. Eda’nın çocukluğunu gösteren fotoğraflara kurulan rakı sofralarının şarkılarını, türkülerini duygusal tonu ağır basan yorumlarda yeniden canlandırıyor. Eski bir kültürün ve dönemin birleştirici gücünü anlatıyor. Uzunca zamandır kopmuş bir diyaloğu kurmak için bir elini geçmişe diğerini geleceğe uzatıyor Eda, eserlerin havasına sadık kalınmış bu özgün çalışmada. AT HIRSIZI ‘AT HIRSIZI’ (SONY MUSİC / LUCKY ONES MUSİC) At Hırsızı’nın kendi adını taşıyan ilk albümünde, bir topluluğun erken zamanlarında karşınıza çıkacak hemen her şey mevcut: gençlik enerjisi, delikanlılık raconu, Doğu felsefeleri merakı, alkol sevgisi... Hatırlatma babından, ilk single’ları “Filth Remains” 2016 yılında klip çekilerek çıkmış; Shaft, Caravan, Dorock, Woodstock gibi namlı rock mekânlarında çalmışlardı. 2015 yılında kurulan Kadıköy çıkışlı topluluk, eleman değişiklikleri yaşamış, ilk albüme vokal ve gitarda Efe Bezmez, gitar ve geri vokalde Cem Vural, basta Hakan Akbulut ve davulda Ozan Köseoğlu’ndan oluşan kadroyla girmiş. Sözler ağırlıklı olarak -fizik okumak için ayrılan- artık toplulukta olmayan kurucu üye Zihni Kaan Baykara’ya ait. Müziklerde ise topluluk üyelerinin imece usulü katkısı var. Heavy metalin birden fazla kulvarından ve kadim topluluklarından izler taşıyor At Hırsızı, parçadan parçaya. Albümün kayıt süreci -salgın vs.- malum sebeplerle uzayınca haliyle farklı ilham kaynakları devreye girmiş. Bu da ilk albümü eklektik kılmış. Beşi Türkçe, beşi İngilizce ceman 10 parçadan oluşan bu ümit veren ilk albüm sonrası At Hırsızı hakkındaki temenni ve tahminimiz ilerleyen günlerde topluluğun Türkçe parçalara yoğunlaşacağı yönünde.  Mezarkabul bunu beğendi.
|
|
04 Nisan 2022, 22:59
|
#14 |
|
Çevrimdışı
|
Cevap: Vitrindeki Albümler
Vitrindeki albümler
Vitrindeki Albümler'de bu hafta...  CENGİZ ÖZKAN ‘ÖZEL SEÇKİ 1998 - 2015’ (KALAN MÜZİK) Vakitsiz kaybettiğimiz Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık’ın onayını verdiği son projelerden biriydi bu plak. Repertuvarını ses sanatçısı Çimen Yalçın’ın asistanlığında sanatçının kendisi yapmış; sıralama konusunda son hali verilirken de Saltık’ın tavsiyeleri göz önüne alınmıştı. “Özel Seçki 1998 - 2015” adını taşıyan bu özel plak Cengiz Özkan’ın (adından da anlaşılacağı üzere) 18 yıllık zaman zarfında çıkardığı albümlerden sadece dört tanesinden seçilen eserlerden oluşturulmuş: 10 parçadan oluşan plakta en fazla şarkı alınan albüm dört parçayla 1998 tarihli ilk çalışma “Kırmızı Buğday” olmuş. “Ah İstanbul”dan iki, “Gelin”den bir, “Hayalmest” albümünden de üç parça dahil edilmiş. Parçalar, kriter açısından hem makamsal hem de tempo açısından birbirlerinin peşi sıra geldiğinde uyumluluğu gözetilerek sıralanmış. Dikkati çeken bir başka özellik, yer verilen eserlerin en sevilen ve dinlenen şeyler olması, Anadolu’nun çeşitli bölgelerine uzanması konusunun ihmal edilmemiş oluşu. Şaşaadan uzak görüntüsü, sakin tavırlarıyla Cengiz Özkan’a gelecek olursak, fazla anlatmaya hacet yok. Türkülerin özünü bozmayan, ruhuyla bütünleşen duru bir ses, nadir bir yorumcu, mahir bir çalgıcı. Bu onun ilk plağı, açılır kapak, 180 gram...  JASMOR ‘DELİ DEREDEN SAYKODELİK TÜRKÜLER’ (VİYA MUSİC) Önce Katran Kabir, ardından Sis; birer albüm yapmış Tekirdağlı doom metal, black metal topluluklarının solistiydi Gökhan Toker (namı diğer Jasmor). Erken dönem Sabbath’vari pozlarıyla bir müzik mücahidi olarak tanıdığımız Jasmor’un, bir solist olmasına rağmen ilk kısaçaları (EP) birbiriyle bağlantılı sözsüz üç parçadan oluşuyor. Jasmor’un adını çocukluğundan sevdiği bir Neşe Karaböcek şarkısından esinlenerek koyduğu “Deli Dereden Saykodelik Türküler”i, yaşadığımız çağın korkutucu yüzüne karşı atılmış kişisel bir çığlık. Parçaların içeriği protest bir ruhla işlenmiş. “Soluk” Beyoğlu’nda soğuktan donarak yaşamını yitirmiş bir sokak insanına, “Sayko Beat Halayı” çocuk gelinlerin dramına, “Longing For Water” Kerbela’ya adanmış. Müzikal yönden ise eski topluluklarından çok daha farklı bir yüzünü sergilemiş Jasmor. 90’lı yıllarda büyüyen kuşağın mensubu olarak çektiği acıları, zorlukları ve verdiği direnç dolu mücadeleyi seslere dönüştürmüş. Kendini etkileyen ustalara dönmüş yüzünü; tek başına çaldığı org, gitar, bas ve saz ile saykodelik çizgili bir Anadolu pop çalışması ortaya koymuş. Gerçek bir müzik emekçisinin sadece dijitalde yayımlanan bu ilk çalışması, en azından 45’lik plak olarak basılmayı hak ediyor. Cumhuriyet Mezarkabul bunu beğendi.
|
|
17 Nisan 2022, 04:00
|
#15 |
|
Çevrimdışı
|
Cevap: Vitrindeki Albümler
Vitrindeki albümler Vitrindeki Albümler'de bu hafta...  SAİNTS ‘N’ SİNNERS ‘RİSE OF THE ALCHEMİST’ (SNS RECORDS) 2002 yılında kurulmuş, ilk albümlerini geç çıkarmışlardı. 2013 yılında kendi isimlerini taşıyan ilk albümlerini çıkardıklarında bu ülkeden dünya çapında, üstün kalitede iş çıkarabilecek metal topluluklarımız olabileceğine dair inancımız biraz daha pekişmişti. Dokuz yılın sonunda Saints ‘N’ Sinners, sessizliğini bozdu ve bu iddianın gerçekliğini bir kez daha ortaya koydu. Son iki yıldır albümden küçük tanıtımlarla (B Side’lara koyduğu kavırlarla) dinleyicilerinin ağzına birer parmak bal çalan topluluk, yeni albüm “Rise Of The Alchemist” ile balın üzerine kaymak sürdü. Hayli eleman değiştirdi Saints ‘N’ Sinners. Güncel kadrosu vokalde Mehmet Kaya, gitarlarda Deniz Tuncer, Kıvanç Kaytanlı, basta Berkan Çakmak, davulda Doğan Rekkalı’dan oluşuyor. Ayrıca klavye ve geri vokallerde Max Morton ile Meltem Yumulgan eşlik etmiş. Topluluğun kendi şirketi SNS Records’tan çıkan ilk ürün bu. Maskot Virgil yine kapakta. Deniz Tuncer’in imzaladığı söz ve müzikler ise ilk albüme oranla daha melodik ve katmanlı; atmosfer açısından da çok güçlü. “Rise Of The Alchemist”in dünyadaki muadillerinden eksik kalan bir tarafı yok. Vokalinden gitarına, sound’undan bestelerine, her açıdan sağlam, taş gibi albüm. Bu yıl çıkan en iyi metal albümü.  BARİSTA ‘OPEN SESAME VOL 4: AS IS’ (MONOPLAY RECORDS) İstanbul çıkışlı bir rock müzik projesi Barista, mimarı ise Bahadır Han Eryılmaz. Bu proje kapsamında ilk kez 2014 yılında “Daydream”, iki yıl sonra da “57” adlarında iki albüm çıkmıştı. Şimdi de ilk üç bölümü 2021 yılı içinde yayımlanan (26 şarkıdan oluşan) ve beş bölümde tamamlanması planlanan Open Sesame serisinin dördüncüsü “As Is”, 11 Mart tarihinde dijital platformlardan piyasaya sürüldü. Aslında ismi ve numarası bir yana, hepsini bir bütün olarak görmeli bu çalışmaların, birbirlerinin devamı niteliğinde. Zira yan yana geldiğinde, peş peşe dinlendiğinde bir gelişimin seyrine tanık olmak mümkün. Bu seriye dahil olan şarkıların aritmetik toplamı pop kültürüne ait bir eserden ziyade, bireysel iç dünyalarımızı anlatan hikâyelere benziyor. Beş şarkıdan oluşan “Open Sesame Vol 4: As Is”, yine doyurucu ve içerik olarak insanoğlunun hayati sorunlarına değinen ayrıntılarla dolu. Müzikal kısmına gelecek olursak eşlik edenlerin şanı şöhreti anlatmakla bitmez. Davul ve tuşlu çalgılar çalıp geri vokal yapan Bahadır’ın yanında davulda Simon Phillips, gitar ve tuşlu çalgılarda Jesse Siebenberg, vokallerde de Brian Duffy ve Lydia Salnikova var. Not: Serinin beşinci ve son bölümü tamamen Türkçe şarkılardan oluşacak. Mezarkabul ve Leydihan bunu beğendiler.
|
|
16 Haziran 2022, 03:40
|
#16 |
|
Çevrimdışı
|
Cevap: Vitrindeki Albümler
Vitrindeki albümler
Vitrindeki Albümler'de bu hafta... 12 Haziran 2022  KAZIM KOYUNCU ‘VİYA!’ (BEYOĞLU METROPOL / LA LUNA) Şair Ceketli Çocuk lakabını müzik tarihimize altın harflerle kazıyan Kazım Koyuncu’nun “Viya!” adındaki ilk solo albüm çalışması, 2001 yılında sadece CD ve kaset formatlarında basılmıştı. Kazım, İstanbul’a 17 yaşında geldikten sonra Dinmeyen ve Zuğaşi Berepe topluluklarında yer almış, Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde şehirli kültüre adapte olmuştu. “Viya!” ise bu iki topluluğun soundundan biraz farklıydı. Akustik gitar, vurmalı çalgılar ve renk sazlar üzerine kurulmuş, vokaller ve şarkı sözleri öne çıkarılmıştı. Kendine ait besteler yerine Lazca, Gürcüce, Hemşince şarkıları seslendirerek, rock soundu kıyısında dolanmış ama kemençe ile tulumu öne sürerek etnik-pop albümü yapmıştı. Sekiz ayda tamamladığı “Viya!”, Kazım’ın atacağı sıradaki adımları müjdeliyordu. Geldiği toprakların kültürüne karşı bilincini, saygısını sonuna değin sergilemişti. Gencecik halini gösteren kapağının diğer yarısı, Karadeniz doğasını tahrip eden sahil yolu projesinde karşı duruşunu ifade eden bir fotoğrafla süslenmişti. Albümün adı da buna istinaden konmuştu. Şimdi “Viya!” albümü, Beyoğlu Metropol ve La Luna ortaklığında, açılır kapak ve 180 gram plak baskısıyla karşınızda. Şair Ceketli Çocuk’u plaktan dinlemek bir başka duygu... KAZIM KOYUNCU ‘HAYDE’ (BEYOĞLU METROPOL / LA LUNA) Kazım Koyuncu, kısacık ömrüne ne yazık ki sadece iki solo albüm sığdırabilmişti. İkinci ve son çalışması 2004 baharında çıkan “Hayde” olmuştu. “Viya!” albümüne göre daha olgun bir çalışmaydı “Hayde”. 14 parçadan oluşan albümde Hemşince, Türkçe, Lazca, Gürcüce, Megrelce türküler vardı, ayrıca “Gülbeyaz” dizisi için yapılmış iki de sözsüz beste. Karadeniz ezgilerini, rock, reggae ve pop gibi batı müziği formlarıyla buluşturan Kazım, idealindeki müziğe bir adım daha atmıştı. Karadeniz’den, çocukluğundan kendine miras kalan sesleri modern dünyanın müziği eşliğinde temize çekiyordu. Yerel ve anonim türkülere yaptığı çağdaş müdahalelerle bambaşka bir hüviyet kazandırırken, Gökhan Birben, Selim Bölükbaşı, Hilmi Yarayıcı ve Şevval Sam sesleriyle katkıda bulunmuştu.  Doğup büyüdüğü toprakların kültürünün misyoneri olmakla evrensel bir çizginin tam arasındaydı bulunduğu konum. Çalışmaları kendinden sonra gelen bu kulvardaki müzisyenler için bir kılavuz olmuştu. Kazım’ın müziği Karadeniz’i tüm memleket sathına taşımış, barışçıl ve özgürlükçü söylemi ile bölgeler arasındaki sınırları yumuşatmıştı. Zamanında CD ve kaset formatlarında basılan “Hayde” şimdi ilk kez açılır kapak ve 180 gram plak baskısıyla karşınızda. Leydihan bunu beğendi.
|
|
21 Temmuz 2022, 17:40
|
#17 |
|
Çevrimdışı
|
Müzik Vitrini
Müzik vitrininde bu hafta...  Müzik vitrininde yeniler arasında bir süredir radarıma takılan en tatlı vokal Nessa Barret. Nessa Barret’ın, pop punk ve pop rock havası bir yana, şarkı sözleri ve vokali mükemmel. Nessa’nın son şarkısı “Die First” ve bir önceki hiti “Dying on the inside” şans vermeniz gereken şarkılar arasında. YENİ NESİL POP PUNK Nessa Barret’ın son parçası “Die First”, Warner Records etiketiyle yayımlanıyor. Nessa parçayı, birlikte çalıştığı prodüktör şarkı yazarı Evan Blair ile yazmış. “Die First”, Barret’ın şubat döneminde yayımladığı nefis pop rock şarkısı “Dying on the inside” sonrasında yine turnayı gözünden vuruyor. Yer yer vokal tarzı ve prodüksiyon stiliyle Billie Eilish’i de anımsatıyor değil. 2019 yılında kaydettiği şarkılarla 20 milyona yakın takipçi kazandığı TikTok platformu fenomenlerinden biri olarak parlayan Barret, yeni neslin en çekici yıldız adaylarından. 2021 sonunda “I Hope Ur Miserable Until Ur Dead” adlı punk intikam şarkısıyla Billboard listelerine de girmeyi başaran Barret, kendi sözleriyle son şarkısının hikâyesini şöyle aktarıyor: “Hayat çok kısa. Bu şarkıyı yazmaya başladığımızda, daha çok, benim için her zaman büyük bir korku olan, bana yakın birini kaybetme genel fikrine odaklanmıştık. Ama kısa sürede hayatımdaki en önemli insan olan annem için bir aşk şarkısına dönüştü. Yanımda olmadığını düşünmek bile istemiyorum.” [Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!] [Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!] YABANCI Sony Music Türkiye etiketiyle yayımlanan yeni Jehan Barbur şarkısı “Yabancı”, sözlerini hissettirerek ilerliyor. Şarkının, sözü ve bestesi Barbur’un kendisine ait, düzenlemesinde ise enstrümanına dokunduğu anda içimizi dağlayan üstadımız Erkan Oğur var. [Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]  Oğur şarkıya, gitar, kopuz ve perdesiz gitar ile yine yapacağını yapmış, alacağı olsun. Bas gitarda kıymetlilerimizden Alp Ersönmez var. Şarkının kayıt, mix ve mastering işini Serkan Özyurt üstlenmiş. Barbur sözlerinde: “Sustum diye yok bir şey sandınız” diyor ve yabancılaşma duygusunun verdiği yorgunluğu tarif ediyor. KUTİMAN’IN ALBÜMÜ ÇIKTI Besteci ve film yapımcısı Tel Avivli Kutiman, klasik soul ve psikedelik tarzları harmanladığı ve ekim ayında yayımlamaya hazırlandığı 16. albümü “Open”dan “My Everything” adlı yeni teklisini paylaştı. [Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]  (Kutiman) Melike Şahin ile “Sakla Beni” ve “Elimi Tut” şarkılarını kaydeden Kutiman’ın Türkiye’de de hayran kitlesi var. Dokuz yıllık bir inzivanın ardından müzikal çalışmalarına odaklanan Kutiman, yeni albümünde toplumla yeniden bağlantı kuruyor; köklerini kucaklıyor. [Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!] BOZDEMİR’DEN YENİ KİTAP Gazeteci, sinema yazarı Banu Bozdemir’in yeni kitabı “Eski ve Yeni Kitaplar”, Epsilon Yayınları’ndan çıktı. Bozdemir’in çocuklar için yazdığı 20’den fazla kitabı var. Özellikle doğanın korunması, sürdürülebilir olması konusunda kitaplar yazan Bozdemir, bu kez kalemini kitapların dünyasında yaşanan “eski” ve “yeni” olma tartışmasına çeviriyor.  Bir dede ve torununun kütüphanesindeki kitaplar bilgi kavgasına girişiyor. Yeni olanlar en yeni bilgilerin kendilerinde olduğunu savunurken; eskiler ise her yeni bilginin oluşmasında eskinin etkisi vardır diye diretiyor. Mezarkabul bunu beğendi.
|
| Yer İmleri |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor: (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
| Forum | Bilgilendirme | Künye |
|
Powered by vBulletin® Version 3.8.4 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Forum Sahibi: Dea Dia ve Gece |
Sitemiz; yer sağlayıcı bir forum sitesidir. Forumel.Com adresimizde yapılan paylaşımlar, moderasyon ekibimizin onayına dahil olmadan direkt olarak yayınlanmaktadır. 5237 sayılı TCK (Türk Ceza Kanunu) ve 5651 Sayılı Kanun'un ilgili maddelerini ihlal eden kişilerin IP adresleri de dahil olmak üzere sair kişi veya adli mercilere müzekkere (Resmi Üst Yazı), tarafımıza tanzim edildiği takdirde paylaşılacaktır. Hukuka aykırı bir paylaşımın olduğunu düşündüğünüz mesaj ya da konuyu; İLETİŞİM linkine bildirim yoluyla iletebilirsiniz. 48 saat içerisinde mevcut şikâyetiniz üzerinden tarafınıza ulaşılacak, gerekli işlemler tesis edilecektir. |
|
17Beğeniler
Normal
