Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Haziran 2020, 04:33   #11
Çevrimiçi
Dea Dia
Dea Dia - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üyelerin profil bilgilerini yalnızca kayıtlı üyeler görüntüleyebilir. Lütfen kaydol bağlantısından üye olunuz.
Standart Cevap: Atatürk'ün karlsbad günlüğü

12 Temmuz 1918 Cuma

Sabahleyin saat 9.20'de ancak kalkabildim. Bugün su içmek, hamam almak hususlarında program altüst oldu. Akşam üzeri yalnız yürüyerek birkaç saat tenezzühden sonra Vaisshaupt lokantasında yemek yedim. Eve avdet ederken ev sahibesini ve kızını gördüm. Yarın gece Courfaus'daki Corcert'e davet ettiler. Evde soyundum, çalışacaktım. Bir Fransız madamının bir mösyö ile beraber geldiğini kapıcı haber verdi. Salona kabul ettirdim. Tekrar giyindikten sonra yanlarına çıktım. Bu kadın iki gün evvel Almanca muallimesinin takdim ettiği İsviçreli bir âmâ idi. Fransızca dersi veriyordu. Genç güzel bir kadın, gözleri tatlı bir mavilikte âmâ olduğu fark edilmiyor. Malumatlı. Alman, İngiliz, Fransız milletlerinin ıslahiyat ve terekkiyatı hakkında birçok müdâvele-i efkâr etti. En nihayet kendisinden Fransız lisanında istifade etmek istediğimi söyledim. Haftalığı 100 Krona uzlaştık. Yarın saat 11.30 Haus York'ta Sıblassberg. Bu madamın evine gideecğim. Beni bu âmâ kadından Fransızca ders elmaya sevkeden âmil nedir? Okuyamaz, yazamaz, yazılan şeyi görüp tashih edemez... O halde bu nasıl bir muallime olabilir.

Bu kadın, gayet güzel bir aksanla ve Almanca görüşüyor...

13 Temmuz Cumartesi, 14 Temmuz Pazar günlerindeki yazılar tamamen Fransızca yazılmıştır. Onlardan şu bölümleri Türkçe olarak okuyalım:

13 Temmuz 1918

Sabah saat 8'de uyandım. 20 dakika arayla içmek zorunda olduğum ...... suyunun birinci ve ikinci bardağı arasındaki 20 dakikalık zaman içinde Şevki beni tıraş etti, banyomu yaptım. Bütün tuvaletim bittikten sonra büroya geçerek Fransızca bir kitaptan biraz okudum ve Almanca dersini çalıştım. Bugün, kendisinden Fransızca dersi alacağım Madam Heiniche'ye gitmem gerekiyordu. 11.30 ders için kararlaştırılmış zamandı. Tam o saatte orada olmak için evden 11'de çıktım. Ağır bir yürüyüşle, bir çeyrekte Madam Heiniche'nin mağazasına vardım; mağazadan bir çocuk beni evin 3. katında bulunan daireye götürdü.

Çocuk: ''Burası beyefendi'' demekle yetinerek giriş kapısının önünde benden ayrıldı.

Madam Heiniche beni dairesinin salonunda bekliyordu. Beni nezaketle kabul ederek pencerenin yanına konmuş olan koltuğa oturmaya davet etti. O da önünde yuvarlık bir masanın bulunduğu divanda yerini aldı. Ben, üç katın merdivenlerini çıkarken yorulduğum için nefes nefese olmaktan kendimi alamıyordum. Görmemesine rağmen soluk almam dikkatini çekmişti: Sayın General, bu zahmetli merdivenler sizi yordu değil mi? Ve aniden konuşma mevzuunu değiştirerek:

- Yanılmıyorsam beyefendi henüz evli değil! Acaba bir Avrupalı kadınla mı yoksa sizin milletinizden bir kadınla mı evlenmek isterdiniz?

- Fark etmez diye cevap verdim.

Hakikatte düşüncem evlenirsem bir Türk kadınını tercih edeceğim yolundaydı. Fakat gücenebileceği uzun bir muhavereye girmemek için evlenme mevzuundaki konuşmayı kesmeyi tercih ettim.

Askerlik hayatım hakkında bana sualler sordu; kendisine askerlik hayatımı kısaca anlattım.

Balzac'ın eseri olan ''la Peau de chagrin''i getirmiştim, telaffuzumu düzeltmesi ve bilmediğim kelimeleri izah etmesi için birkaç sayfa okumak istedim.

O konuşmaya devamı tercih ederken, kendisine bu Fransızca dersinden ne beklediğimi izah ettim.

- Beyefendi düzelteceğiniz hiçbir şey yok, Fransızcayı güzel telaffuz ediyorsunuz ve bilmediğiniz kelimeler için de lugate bakınız, acaba lugatiniz var mı?

- Öyleyse Madam? diye sordum.

Bu soruya kulak vermedi ve devam etti:

Bir saatlik bir konuşmadan sonra Madam Heiniche'den ayrıldım. Ertesi gün, öğleden önce saat 11'de bana gelecekti.

Vaisshaupt'da yemek yedikten sonra Pupp ve Muhlbrün arasında dolaşıyordum.


İmzalardaki bağlantıları veya görselleri görüntülemek için gönderi sayınızın 10 veya daha fazla olması gerekir. Şu anda 0 mesajınız var.